"Mesela ne güzel bir kelimedir değil mi? Olmaz ya Ya olursa? Mesela…" Bu sayfa da bana ait mesela. Mahlas: İnuk.
21 Ocak 2015 Çarşamba
çakılı bir ağacın mal hikayesi
"Beynimden vurulmuşa dönmek ne demek ise işte o bugün öyle oldu. İşten her zamanki saatinden biraz evvel çıkmış olmak sevindirmişti. Genelde geç çıkardı ve bugün biraz da olsa erken çıkmak iyi geldi. Eve lazım bir şeyler varmış. Gidip marketten alayım diye düşündü. Zar zor borç harç aldığı arabasına bindi ve çıktı. Arabaya her binişinde çok derin şeyler düşünürdü. Alt tarafı bir araba demeyin. Sizin hayalini bile kuramayacağınız şeylere sahip olmanız hiç korkutmadı mı zaman zaman? Onun genel hali böyleydi. İyi bir şeylerin olması beraberinde her zaman kötü şeyler getirmişti. O sebeple hayalini bile kurmazdı çoğu şeyin. Olduğunda kaybetme riski onu hayallerden de vazgeçirmişti. Markete gitti bütün bu kendikendinekkonuşma halleriyle. Aldı ihtiyaçlarını sonra tekrar arabasına binmeden önce parktaki herhangi bir arabanın yanında duran herhangi bir çocuk dikkatini çekti. Onun öncesinde de marketin kapısının önünde gardiyan gibi bekleyen kedi dikkatini çekmişti. Kedi tıpkı bir gardiyan gibiydi. Eğildi yüzüne bakmak için ama kedi kibrinden hiç oralı olmadı. Varlığını hiçe sayan bir kediydi bu. Acaba reankarnasyona uğramış olabilir miydi diye düşündü. Öyleyse kesin Zeus'tur bu kedinin adı. Tanrıvari bir hali vardı çünkü. İlk defa bu kadar mağrur duran bir kedi görmüştü hayatında. Onu sallamayan bu kediden sonra arabaya binerken kendini hiç de önemli biri gibi hissetmedi bu hayatta. Yahu zaten kendi arabasına binen bir insanın ne ehemmiyeti olabilir ki bu hayatta? Kimin fark etmesini bekliyordu ki? Öyle havalı duruşlar... Uzaklara bakışlar felan... Komikti aslında. Sonrasında kendini pek önemsiz hissetti. Arabasına bindi ve çalıştırdıktan sonra bir düşündü. Şüphelenmişti. Bu araba kendinin değildi ki. E nasıl açıldı o zaman kapısı? İçindeki süsler farklıydı. Yakıtı en son aldığı gibi değildi. CDsi de bambaşkaydı. Yine de devam etti yoluna. Duramadı da yani. Kimseye soramadı: "Yahu bu araba kimin lütfen?!" Diyemeden gitti evine. Yollar her zamanki gibi iş çıkışı olduğundan kalabalıktı. Biraz sövdü kalabalığa ve araba kullanamayanlara... Az rahatlar gibi oldu. Daha sonra evinin oraya gelirken bir akrabasına denk geldi. Önce arabaya almak istemedi. Çünkü çok da haz etmiyordu onlardan. "İnsana hastayken bakmaya gelmiyor bunlar beş dakika da olsa. Ne diye durayım?". Kelimesi kelimesine bunu demişti kendine çünkü babası hasta olunca ziyarete gelmemişlerdi birkaç bina ötede oturmalarına rağmen. Adamı biraz geçti ama sonra da kendine yakıştıramadı davranışı. Durdu ve aldı arabaya. Adam da bir baktı şaşkın şaşkın. "Arabayı da bilememişim yahu." dedi. O yine de bir şey demedi. "Yahu ben de fark etmiştim aslında bir tuhaflık olduğunu da..." Evin önüne geldiler. Adam arabadan ondan önce indi ve gitti. Park ettikten sonra o da indi arabadan ve evin zilini çaldı. Otomatiğe bastı yukarıdan biri ama kapı bir türlü açılmıyordu. Kaç kere zorladıysa da açılmadı. Sonra yukarıdan indi biri ve açtı kapıyı. Çıktı eve. Eşyalarını bıraktı odaya. Kıyafetlerini de değişti. Sonra uzandı yatağına. Bir iki şarkı dinledi ve video izledi. Az da uyudu. Kafası biraz ağırdı. Eve gelince hep öyle oluyordu. Sonra da yemek vaktiymiş. Gitti yemeğini yedi. Yemekte bir iki şamata yaptı eğlendirdi herkesi. Tabağını mutfak tezgahına koydu gitti odaya. Yine şarkı dinledi ve video izledi. Biraz da uyur gibi oldu. Daha sonra oturma odasına gitti. Bir kadın ve bir erkek oturmuş konuşuyorlardı. Sonra adam kadına sordu: "Neden aramadın bugün onları? Evde mal gibi oturuyorsun.!" Önce bir sarsıldı. Kötü hissetti. Mal ne demek diye bir düşündü. İyi de bu insanları da tanımıyordu zaten. Yine düşündü. Bir erkek bir kadına neden "mal" der? Kadın bir iki laf etti. O yine anlamadı. Zaten gerisini hatırlamadı. "Mal" kelimesi beyinde mallıyordu çünkü. Zonklamak diyemedi çünkü kelime "mal" olduğundan mallıyordu. Acaba adamın işi ticaret ile mi ilgiliydi? Ondan mı bu kelimeyi kullandı? Sonra odadan çıktı bu konuşmaların arasında. Uzandı tekrar yatağa. Yine birkaç şarkı dinledi ve video izledi. Bu sefer hakikaten uyumuştu ama. Sonra uyandırıldı biri tarafından. Kalktı. Mutfaktan bir çay koydu kendine. Hırkasını giydi, arabanın anahtarını aldı, ve çıktı. Çıkarken kimseye demedi. Zaten bu insanları tanımıyordu ki. Sabaha ne yapacaktı? Arabaya bindi ve sürdü..."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder