28 Nisan 2020 Salı

asla bilemezsin

Nefesindeki yosun kokusunu getirmesini isterim rüzgarların
Bu dört duvara, bu kısılmışlığa tek çare
Senin gözlerindeki güneşten süzülen
Dünyaları ısıtan ışıktır sevgilim.
Asla bilemezsin nasıl ısıtırsın bu memleketi.
Tenindeki erik çiçeklerinin yumuşaklığını getirmesini isterim rüzgarların
Bu uzaklara, bu yokluğa tek çare
Ellerindeki rengarenk bahçelerden dökülen
Her yere mis gibi dağılan kokulardır sevgilim.
Asla bilemezsin nasıl renklendirirsin bu memleketi.
Sesindeki dalga seslerini getirmesini isterim rüzgarların
Bu suskunluğa, bu korkuya tek çare
Saçlarındaki serin sulardan sızan
Kainata ferahlık saçan berekettir sevgilim.
Asla bilemezsin nasıl şenlendirirsin bu memleketi.

27 Temmuz 2019 Cumartesi

ne garip sevgilim

Ne garip sevgilim,
En yabancı memleketler 
Nasıl evi olabiliyornuş.
Sıla hasreti böyleymiş
Ne garip sevgilim,
Dünyada öyle bir koku varmış ki
Her duyduğunda içini alıp götüren
Kokunun fotoğrafı olmalıymış.
Ne garip sevgilim,
Öyle bir ses ki duyduğum
Yüreğe güvercinler konduran
Kanat çırpma sesi böyle olmalıymış.
Ne garip sevgilim,
Güneş gibi sıcacık bir el
Hem yakıyor hem yanıyor
Dokunduğunda yaz gelmeliymiş.
Ne garip sevgilim,
Öyle derin bir bakış
Öyle ısıtan bir gülüş
Cennet bu olmalıymış.

bırakma karanlıkta

Yüreğimde ötüşen kuşların yuvası
Her Pazartesi suladığım çiçeklerin sahibi
En güzel kitabımın vurucu cümlesi
Gökkuşağındaki sıcak renklerim
Pamuk bulutlarımın beyazı
Çam kokulu bir ormanda gecede ay ışığım
Her şey sen iken sessizliğin ızdırabını sorsun bana biri
Göğüs kafesimizdeki ağrılarla uyandığımız sabahlar
Dinlediğin her şarkıda var mı hala hatıralar?
Benim her şarkıda bulduğum inleyen bir minor
-ince ince sızı-
Evin önündeki erik ağacına asılı bir gölge
İçten içe çürümek ne demek öğrendiğim çağlar
Günler değil sözcükler eksiliyor ömrümden
Söyleyemediğim her söz sanki bir on yıl
Sensizlik dağ gibi bir çığın düşmesi üzerime
Kalkamıyorum altından.
Çok soğuk, üşüyorum...
Bırakma karanlıkta.


12 Mayıs 2019 Pazar

mümkün değil

Bildiğim dillerde dualar edip
Bilmediğim dillerde şarkılar dinliyorum
Feryatlarım var semada çığlık çığlığa
Geçen geçmiş, zaman bitmiş
Dönüp dönüp vardığım memleket sensin
Vazgeçmek mümkün değil.

11 Mayıs 2019 Cumartesi

ihtimaller gibi

Bütün gül ağaçlarına ismini bağladım
Tüm dileklerimi yolladım kokularıyla sana
Geldi mi?
Hayal ediyorum seni her gün
Tepeden tırnağa sevgilim
Saçlarındaki ıslaklıklardan düşen damlaların pırıltısını
Düşünceli olduğunda elinle dudağını tutuşunu
Kimse göremez benim gibi
Bazen düşünüyorum uzaklardan seni
Belki diyorum aynı şarkıyı aynı anda dinliyoruzdur
Ya da aynı anda yürüyoruzdur dar bir sokakta
Aynı anda bir erik ağacının yanından geçiyoruzdur
Belki sabah aynı anda gözlerimizi açıyoruz
Aynı anda kahvemizden bir yudum alıyoruzdur belki
Belki bir bankta aynı anda oturuyoruzdur
Aslında uzak da değiliz diyorum
Mesafeler olabilir aramızda
Dağlar olabilir, yollar olabilir, nehirler, ırmaklar
Ama uzak olamayız sevgilim
İnsan kalbinden uzağa gidemez
Gitse gitse bir kalp daha uzağa gider
O kalp de sensin.
Bir adım uzaklaşmadım senden.
Bu şehir sensin
Bu şehir senin hatıran.
Söğüt ağaçları sensin
Çimen, toprak sen.
Su gibisin.
Nefes gibisin.
Tüm ihtimaller gibisin.



8 Mayıs 2019 Çarşamba

olur mu

Baharın gelmediği bir memleketten yazıyorum sana
Her gün kış geliyor buraya
Bu nasıl bir hasret!
Şiirlerim tükendi
Sözlerim bitti
Nasıl yanıp kavrulduğumu anlatmaya yeter sözcük yok haznemde
Var olarak anlatamıyorum sana acımı
Yok olmam mı gerek?
Derin cümleler kurabilsem sana kavuşmak için
Başka yollar bulabilsem yurduna varabilmek için
Sustuklarımı, yutkunuşlarımı duy
Olur mu?




3 Mart 2019 Pazar

sen

İçten içe kanadığım yaram
Her gece açan sen isen
Ne var ki en sevdiğim yaram
Keşke biraz kalbine yenik düşsen

Adını tüm sokaklar her gün ezberler
Ne olurdu bir kere daha vazgeçmesen
Cancağızım, şairler seni söyler
Gölgeni bari kuluna çok  görmesen